Bu günlerde Kendimde çok zamandır var olan ama fark etmediğim yada fark etmek istemediğim bir halin farkına vardım.
İş’ti, güçtü, şuydu buydu derken hayat akıp geçiyor ve geçen günlerin yılların ardından boş boş, melül gözlerle bakmaktan başka hiç birşey yapmıyorum.
“Bir saat tefekkür Bin saat (bilincsiz nafile ibadetten) hayırlıdır.” buyruluyor, yeri geldiği zaman bir bilgiçlikle söylemeyi belki de etraftakilere ahkam kesmeyi biliyor ama,
bırak Bir saati, 10 dakika bile tefekkür etmekten aciz kalıyorum. Muhtelif zamanlarda farkına varmış olsam bile, daha ziyade, Bu günlerde tefekkür fakiri oldugumu
tam manasıyla anlamaya başladım.
Etrafta ve hayatımda bir sürü şey olup bitiyor, adeta bir piyon gibi nereye çekilirsem oraya gidiyorum sanki.
Nedir tefekkür yoksunu yapan beni diye düşünüyorum da;
Acaba ibadetlerimdeki gevşeklik mi?
yoksa zayıflamış imanım yada günahların ve günahları belki de hafif gormenin verdiği rehavet mi? yada
Hesap verileceğini unutmak yada hâşa inanmamak mı?!
Allah’ım (c.c.) Anlayışımı, imanımı artır, bana ve tanıdıklarıma sana ibadet etmenin şuurunu ve hazzını ihsan et, bizleri nefsimizin eline bırakma, ipi kopuklardan eyleme..
Sen yardımcıların yardımcısı, yardımın da, rahmetin de, hidayetin de rabbisin (âmin)